Learning on the Go
English on the Go
#45 - New Paradigm and Organization of our Virtual Spaces - C1
0:00
-44:50

Paid episode

The full episode is only available to paid subscribers of Learning on the Go

#45 - New Paradigm and Organization of our Virtual Spaces - C1

Organisation of our devices

00:00 - Podcast in English

11:08 - Türkçe Açıklamalar


Vocabulary

Addicted - bağımlı

Errands - getir götür işleri

Extension - uzantı

Mention - ifade etmek, belirlemek

Clutter- dağınıklık

Friction - sürtünme

Reducing - azaltma

Resistance - direnç

Approach - yaklaşım

Resemble - benzemek

Nested - iç içe

Neatly - özenle

Housed - yerleşmek

Relevant - ilgili

Pile - yığın, yığmak

Convention - düzen

Compass - pusula

Contribution - katkı

Boggle the mind - aklını karıştırmak

Wield - kullanmak

Revolutionary - devrimci

Paradigm - paradigma

Prioritizing - önceliklendirme

Tailored - kişiye özel

Shallow knowledge - yüzeysel bilgi

Assumption - varsayım

Glimpse - bakış


Hello and welcome to my podcast, Ideas on the go. Today’s topic of my podcast is a synthesis of thoughts and ideas from the book called Work Clean (Mise en Place), and the conference speech of Tiago Forte about the Notion app. And today I want to speak about the importance of organization of our virtual spaces where we actually live and spend most of our time. By virtual spaces, I mean our digital devices: computers, laptops, tablets, phones.

Merhaba, Ideas on the go podcast'ime hoş geldiniz. Bugünkü podcast'imin konusu, Work Clean (Mise en Place) adlı kitabın ve Tiago Forte'nin Notion uygulaması hakkında konferans konuşmasının bir sentezidir. Ve bugün, yaşadığımız ve zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz sanal alanlarımızın organizasyonunun öneminden bahsetmek istiyorum. Sanal alan derken cihazlarımızı kastediyorum: bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, tabletler, telefonlar.


These devices are virtual spaces, and they function like real ones, real offices. Can you imagine yourself without your phone or laptop for just a day? It is almost impossible. And it is not because we are addicted to social media a lot. No. I don't think so. Because we can not do our work or even daily things, daily errands. So I think that these devices are more than just virtual spaces. They are extensions of ourselves. Because, as I mentioned, we make lots of things with them. And because we spend much of our time in these virtual spaces, clutter and chaos can be sources of friction and disorganization in the same way as in real spaces, in real offices.

Bu cihazlar sanal alanlardır ve gerçek ofisler gibi çalışırlar. Kendinizi bir günlüğüne telefonunuz veya dizüstü bilgisayarınız hayal edebiliyor musunuz? Bu neredeyse imkansız. Ve bu sosyal medyaya çok fazla bağımlı olduğumuz için değil. Hayır. Sanmıyorum. Çünkü işimizi, hatta günlük işlerimizi bile yapamıyoruz. Dolayısıyla bu cihazların sadece sanal alanlardan daha fazlası olduğunu düşünüyorum. Onlar bizim uzantılarımız. Çünkü bahsettiğim gibi onlarla çok şey/ iş yapıyoruz. Ve zamanımızın çoğunu bu sanal alanlarda harcadığımız için, dağınıklık ve kaos, gerçek alanlarda, gerçek ofislerde olduğu gibi düzensizliğin kaynağı olabilir.


So, I want to share some tips for your devices to reduce resistance in your digital world. The very first suggestion is to choose your organizational approach. When Microsoft and Apple invented " graphic user interfaces for personal computers decades ago, they were designed to resemble familiar objects in our physical workspaces. The icon of recycle bin on our laptop is the same bin as in the real world. So the screen became the "desktop," which in turn became the home for files that could either be "nested" neatly within each other in a "cabinet" as we do in real life. And I am not speaking just about computers. The same thing is about our phones.

Bu yüzden, dijital dünyanızdaki direnci azaltmak için cihazlarınız için bazı önerilerimi paylaşmak istiyorum. İlk öneri, organizasyonel yaklaşımınızı seçmektir. Microsoft ve Apple, onlarca yıl önce kişisel bilgisayarlar için "grafik kullanıcı arayüzleri" icat ettiği zaman, arayüzlerini fiziksel çalışma alanlarımızdaki  nesnelere benzeterek tasarlandılar. Dizüstü bilgisayarımızdaki çöp kutusunun simgesi, gerçek dünyadakiyle aynı çöp kutusu. Böylece ekran, "çalışma masası" haline geldi. Çalışma masamız da gerçek hayatta olduğu gibi, dosyaların düzgün bir şekilde içinde bulunduğu bir "dolap" haline geldi. Ve ben sadece bilgisayarlardan bahsetmiyorum. Telefonlar için de aynı durum geçerli.


Some people can not even imagine not creating an organized system to file documents or apps on their computer and phone and would find it chaotic not having documents and apps housed in relevant folders. It is also possible to pile your documents, just put them anywhere, and still be able to access them instantly if you keep a consistent convention for naming files. If you are the kind of person who resists filing, you might also be resistant to naming things consistently and organizing them.

Bazı insanlar bilgisayarlarında ve telefonlarında belgeleri veya uygulamaları dosyalamak için organize bir sisteme sahip olmamayı hayal bile edemezler. İlgili klasörlerde belge ve uygulamaların bulunmamasını onlar için kaotiktir. Ayrıca, belgelerinizi yığmak, herhangi bir yere koymak ve dosyaları adlandırmak için tutarlı bir kural uygularsanız, bunlara anında erişmeniz de mümkündür. Dosyalama konusuna direnen biriyseniz, dosyalarınızı tutarlı bir şekilde adlandırmaya ve düzenlemeye karşı da dirençli olabilirsiniz.


Both our computers and mobile devices require us to work with icons. Consider iconography - geography. So the organization of our daily screens where we spend most of our time should be considered. Invest some time to place and/or nest your icons, with the most frequently used placed to one side or another. It's worth the time but will require frequent reinvestment as you add and delete apps.

Hem bilgisayarlarımızda hem de mobil cihazlarımızda ikonlarla çalışıyoruz. İkonografiyi bir coğrafya olarak düşünün. Bu yüzden zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz günlük ekranlarımızın düzenine dikkat etmemiz gerekiyor. İkonlarınızı yerleştirmek ve/veya iç içe yerleştirmek(dosyalamak) için biraz zaman ayırın, en sık kullanılanları bir tarafa yerleştirin. Bunun için zaman ayırmaya değer, ama uygulamaları ekleyip sildikçe yeniden bu düzeni sağlamanız gerekecek.


Most of the time, I use my Ipad and iPhone. On both devices, when I open them, on my first screen, I have only 4 apps as widgets that show me my notes, calendar, daily tasks, and books to read. So the first screen that I open shows me my main dashboard, guide, and compass for what to do. So the organization in my office, my daily virtual space, helps me be organized. And yes, it is not enough alone, but for sure there is contribution. Because the organization in your working space helps to organize your mind and work.

Çoğu zaman Ipad ve iPhone'umu kullanıyorum. Her iki cihazda da, ilk ekranımda, bana notlarımı, takvimimi, günlük görevlerimi ve okumam gereken kitapları gösteren widget(pencere öğesi) olarak yalnızca 4 uygulamam var. Bu yüzden açtığım ilk ekran bana ne yapacağıma dair ana gösterge panomu, kılavuzumu ve pusulamı gösteriyor. Yani ofisimdeki organizasyon, günlük sanal alanım, organize olmama yardımcı oluyor. Ve tabi ki bu organizasyon tek başına yeterli değil ama katkısı olduğu kesin. Çünkü çalışma alanınızdaki organizasyon zihninizi ve işinizi organize etmenize yardımcı oluyor.


The next suggestion - learn to type. Keyboard use in the developed world is now nearly universal in both the workplace and outside. Yet it boggles the mind that few people have developed automaticity for the one device they use the most. Not knowing how to type well makes as much sense as a chef in the kitchen not knowing how to wield a knife. Your devices are essential spaces to arrange and make as efficient as possible. They are extensions of our nervous system, and you can only be as responsive as your technology.

Bir sonraki öneri - klavyede yazmayı öğrenin. Gelişmiş dünyada klavye kullanımı artık hem işyerinde hem de dışarıda neredeyse evrenseldir. Çok tuhaftır ki, en çok kullanılan alet olarak klavye konusunda çok az insan otomatikliğini geliştirebilmiştir. Klavyede iyi yazamamak, mutfakta bir şefin bıçak kullanmayı bilmemesi gibi bir şeydir. Cihazlarınız, düzenlemek ve mümkün olduğunca verimli hale getirmek için gerekli alanlardır. Bunlar sinir sistemimizin birer uzantılarıdır ve ancak teknolojiniz kadar esnek (gelişmiş) olabilirsiniz.


So, we can state that apps are extensions of our minds without a doubt. As Tiago Forte says, we can create literally our digital second brain, our own Wikipedia of our knowledge, with the help of certain apps and skills. And there are kinds of apps that have recently become universal and very popular to use. One of them is Notion. It is an unquestionably revolutionary app where with no code, you are able to create your own database, your working documents, so to say. And the working documents are the newParadigm. Let me explain what I mean by that.

Uygulamalar şüphesiz zihnimizin bir uzantısıdır diyebiliriz. Tiago Forte'nin dediği gibi, belirli uygulamalar ve becerilerin yardımıyla, kelimenin tam anlamıyla dijital ikinci beynimizi, bilgimizin Wikipedia'sını yaratabiliriz. Ve son zamanlarda evrensel, ve kullanımı çok popüler hale gelen uygulamalar var. Bunlardan biri de Notion'dur. Hiçbir kod yazmadan kendi veritabanınızı, çalışma belgelerinizi, oluşturabildiğiniz, ve bu tartışmasız devrim niteliğinde bir uygulamadır. Ve Çalışma Belgeleri yeni bir Paradigmadır. Ne demek istediğimi açıklayayım.


Let’s dive into the history of productivity apps:

Let’s begin with emails. The email was a Big Bang thing when it just arrived. You got an email and thought, “Oh wow, how special I’m, I got an email,” right? Remember that feeling? It was really awesome. And what happened then? We get used to receiving tons of emails per day. Right? And now, the mailbox is in our daily working routine. You can not even imagine yourself without having one.

Verimlilik uygulamalarının geçmişine bakalım:
E-postalarla başlayalım. E-posta yeni geldiğinde bir büyük olayıydı. Bir e-posta aldınız ve “Ah, ne kadar özelim, bir e-postam var” diye düşünürdünüz değil mi? Bu hissi hatırlıyor musunuz? Gerçekten harikaydı. Sonra ne oldu? Her gün tonlarca e-posta almaya alışmaya başladık. Ve şimdi posta kutusu günlük çalışma rutinimizin içinde. Bir posta adresiniz olmadan kendinizi hayal bile edemezsiniz.


Then, in 2001, we got Task Managers apps. Checklists, To-Do lists. Project lists. New approaches to Doing things right were suggested. Getting the Things Done system of David Allen was fantastic for prioritizing and doing things right. Now we get used to Task Managers, and having hundreds of tasks per week or month is a pretty normal thing. Then we got Notes. Google Keeps, Phone Notes, then we got revolutionary Evernote. Synced data across devices in photos, videos, and voice memos was a real magic.

Ardından 2001'de Görev Yöneticileri uygulamalar geldi. Kontrol listeleri, Yapılacaklar listesi, Proje listeleri. İşleri doğru yapmak için yeni yaklaşımlar sunuldu. David Allen'ın "GTD" sistemi, öncelikleri belirlemek ve işleri doğru yapmak için harikaydı. Artık Görev Yöneticilerine de alıştık ve haftada veya ayda yüzlerce görevin olması oldukça normal bir şey. Sonra Notlar geldi. Google Keeps, Telefon Notları ve ardından devrim niteliğindeki Evernote geldi. Fotoğrafların, videoların ve sesli notların cihazlar arası senkronizayonu gerçekten sihir gibiydi.


So previous apps do not become unnecessary; they become better. We still use and will use Gmail, task managers, and notes. And since our devices are our new virtual spaces, we should learn how to use these apps for the best productivity and learn to be organized using them. And the new paradigm, as I mentioned, is working documents. So now, as front apps, we have Craft, Obsidian, Airtable, and of course, Notion, which is the best in this sense. So what can we do with these working documents apps?

- Create tailored, unique dashboards

- Documentation

- Dynamic Lists

- Procedures

- Checklists

- Templates

Önceki uygulamalar gereksiz hale gelmedi; daha da iyi oldular. Gmail'i, görev yöneticilerini ve notları hala kullanıyoruz ve kullanacağız. Cihazlarımız yeni sanal alanlarımız olduğundan, bu uygulamaları verimlilik için nasıl kullanacağımızı ve bunları kullanarak nasıl organize olmamız gerektiğini öğrenmeliyiz. Ve yeni paradigma, bahsettiğim gibi, Çalışan Belgelerdir. Bu anlamda en ön saflarda gelen uygulamalar olarak Craft, Obsidian, Airtable ve tabii ki Notion var. Peki bu Çalışan Belgeler uygulamalarıyla ne yapabiliriz?
- Özel, benzersiz Gösterge Panelleri,
- Belgeleri,
- Dinamik Listeleri,
- Prosedürleri,
- Kontrol listelerii,
- Şablonları oluşturabiliriz.


I will not dive into each of these items now. But suggest you to have at least shallow knowledge about these working documents and learn the basics. But let me define what Working Documents are:

- You are using them to work, but they are also working for you. they have kind of abilities beyond the static page.

- They are essential for actions. You work on them each day, building your own system.

- They are dynamic. They change each day.

- They are designed to create an assumption to give a final glimpse of data.

- You can create different dashboards for the same data, thus perspectives.

- These dashboards are a kind of compass for us on our way, like dashboards in the car, which we constantly need to keep an eye on.

Şimdi bu maddelere girmeyeceğim. Ancak bu Çalışma Belgeleri hakkında en azından yüzeysel bilgiye sahip olmanızı ve temel anlamda öğrenmenizi öneririm.
Tanım olarak Çalışma Belgeleri:
- Onları çalışmak için kullanıyorsunuz ama onlar da sizin için çalışıyorlar. Statik sayfanın ötesinde kapasiteleri var.
- Bu belgeler aksiyon gerektiriyorlar. Her gün onlar üzerinde çalışıyor ve kendi sisteminizi oluşturuyorsunuz.
- Dinamiktirler. Her gün değişiyorlar.
- Toplanan verilere bakmak ve  bir varsayım oluşturmak üzere tasarlanmışlar.
- Aynı veriler için farklı gösterge panelleri, dolayısıyla farklı perspektifleri oluşturabilirsiniz.
- Bu gösterge panelleri, sürekli göz kulak olmamız gereken arabadaki gösterge panelleri gibidir. Bizim için bir nevi birer pusuladır.


So why are Working Documents important? Imagine that you could create your own dashboard of

- Sleep

- Health

- Relationship

- Reading

- of all your notes

- Finances

And all in one place. This is real magic. In the time of technology, one of the most important skills will be organization and productivity in our virtual spaces where we not just do our work right but also develop ourselves by creating and building our own space.

Peki Çalışan Belgeler neden önemlidir? Kendi farklı kontrol panellerinizi oluşturabileceğinizi hayal edin.
Uyuku ile ilgili, Sağlık, İlişki, Okuma, Notlar, Finans, vb.
Ve hepsi tek bir yerde. Bu gerçekten harika bir şey. Teknoloji çağında sadece işimizi doğru yapmakla kalmayacağız.Kendi alanlarımızı yaratıp, inşa ederek, en önemli becerilerden biri organizasyon ve üretkenlik olacaktır.

This post is for paid subscribers

Learning on the Go
English on the Go
Listen and Learn English on the go