Yabancı dil öğrenme sürecinde belki de en sık duyduğum cümle şu:
“Hocam ben İngilizce öğreniyorum ama pratik yapacak alanım yok. Yabancı arkadaşlarım yok, tanıdık da yok…”
Bu yaklaşım baştan hatalı. Çünkü dil pratiği yapabilmek için kimseye ihtiyacımız yok. Evet, yanlış duymadınız: kimseye ihtiyacınız yok.
Hadi diyelim birine ihtiyacınız var; bu kişi illa yabancı biri olmak zorunda da değil. Çünkü mesele “karşılıklı sohbet etmek” değil, zihinsel kasları çalıştırmak. Bu noktada size bir benzetmeyle yaklaşmak istiyorum:
Dil Öğrenmek, Tıpkı Boks ya da Tenis Gibi
Ben yabancı dil öğrenme sürecini boksa ve tenise benzetiyorum. Çünkü bilişsel süreçler oldukça benzer işliyor.
Boks ya da tenise yeni başlayan biri olarak hemen bir müsabakaya çıkarılmıyorsunuz.
Önce ne yapılıyor? Gölge çalışmaları…
Bir antrenör gelir, size teknik anlatır ama ardından hemen “hadi ringe” demez. Önce o teknikleri kendi başınıza defalarca tekrar edersiniz. Aynı şekilde teniste de haftalarca sadece raket tutuşunuzu, servis atışınızı, adım düzeninizi geliştirirsiniz.
Yani sahaya çıkmadan önce gölge çalışmalarıyla tekniğinizi geliştirirsiniz.
Müsabaka sadece bu teknikleri test etme yeridir.
Peki dil öğreniminde neden farklı olsun?
Gölge Çalışmaları Dilde Nasıl Olur?
Dil öğrenme de karmaşık bir bilişsel süreçtir. Teoriyi gördükten sonra doğrudan “konuşma partneri” aramak yerine, önce gölge çalışmaları yapmalıyız. Bu çalışmalar klasik gramer testlerinden veya uygulamalardaki quizlerden çok farklıdır.
Oradaki alıştırmalar pekiştirme amaçlıdır. Ama gölge çalışmaları dediğimiz şey, performansa dönük çalışmalardır. Yani özellikle konuşma ve yazma pratiğidir.
Eğitimlerimde bu çalışmaları detaylı anlatıyor ve birlikte uyguluyoruz. Ama burada size en temel iki tanesini aktaracağım:
1. Yazma Çalışmaları
Belki milyon defa söyledim, bir milyon defa daha söylerim: Yazma çalışmaları en güçlü araçlardan biridir.
Sadece dil gelişimi değil, düşünceleri yapılandırma (structure), bağlantılı konuşma, akıcı anlatım gibi birçok beceriye katkısı vardır. Özellikle uzun konuşmalar yapabilmek için yazma temeli inanılmaz derecede etkilidir.
Peki ne yazacağız?
Diyelim 3–4 gramer konusunu öğrendiniz.
Bunları sentezleyerek küçük paragraflar yazın.
Yazdıklarınız ilgi alanınıza göre olsun: Mimar mısınız? Mimarlıkla ilgili yazın. Mali müşavir misiniz? Finansla ilgili bir paragraf yazın.
Yani öğrendiğiniz gramer yapılarıyla içerik üretmeye çalışın.
Sonra ne yapacağız?
Yazdığınızı sesli birkaç kez okuyun.
Ardından defteri kapatıp kendi cümlelerinizi kurarak aynı şeyi anlatmaya çalışın.
2. Konuşma Çalışmaları (Yapay Zekâ Destekli)
Hemen akla şu soru geliyor:
“Hocam tamam, yazdım ettim ama doğru mu konuşuyorum? Kim kontrol edecek?”
İşte burada yapay zekâ devreye giriyor. Artık bu tarz soruları sormamız bile gereksiz. Çünkü elimizin altında mükemmel araçlar var: ChatGPT, Claude, Gemini gibi uygulamalar sayesinde bu kontrolü kolayca sağlayabilirsiniz.
Örnek bir kullanım senaryosu ve Promt (Yapay Zeka için yönerge):
“Ben şimdi sana İngilizce bir şey söyleyeceğim/anlatacağım. Bu benim konuşma pratiğim. Lütfen beni bölme, sadece dinle. Bitirdiğimde bana geri bildirim ver. Hatalarımı açıkla ve aynı bağlamda egzersiz öner.”
Bu kadar basit. Üstelik çoğu araç ücretsiz. Her gün 10–15 dakikalık bu çalışmayı yapsanız bile gelişimi göreceksiniz.
Niceliğe Odaklan, Mükemmeliyetçiliği Bırak
Bir diğer tuzak ise şu:
“Ben ilk çalışmadan itibaren mükemmel yapmalıyım!”
Hayır. Bu düşünce sizi yavaşlatır. Nitelikten önce niceliğe odaklanın.
Her gün düzenli olarak gölge çalışmaları yaparsanız (yazma ve konuşma), bir hafta sonra dönüp ilk günkü çalışmalarınıza baktığınızda farkı göreceksiniz.
Hatalarınızı fark edebiliyor hale gelmek, geliştiğinizi gösterir.
Bu bakış açısını oturtmamız lazım.
Sonuç: Pratik Alanın Yoksa, Alanı Sen Oluştur
“Pratik yapacak alanım yok” demek artık geçerli bir mazeret değil. Alanı sen oluşturabilirsin. Yazabilir, yüksek sesle tekrar edebilir, yapay zekâyla destek alabilir, kendi kendine anlatabilirsin.
Ve tüm bunları her gün yarım saat – bir saat arasında tekrar ettiğinizde, ortalama 2–3 hafta sonra ilk değişimleri hissetmeye başlarsın.
Ben bu süreci, bugüne kadar mezun ettiğim 55.000 öğrenciden edindiğim deneyimle söylüyorum.
Bu yazıdaki yöntemleri eğitimlerimde çok daha detaylı ve uygulamalı şekilde işliyoruz.
Başlıkta "gölge çalışmaları" ifadesini görünce shadow tekniğini detaylandiracaksiniz diye düşündüm. Ama değildi. Yazma ve konuşma çalışmalarına gölge çalışmaları demenizin özel bir sebebi var mı?
emeğinize sağlık, bu önerileriniz çok kıymetli ..