Artık çok net biliyorum:
Hayat kalitemizi belirleyen şey hedeflerimiz değil, çevremizdir.
Deneyimlerimizin kalitesi, kimlerle vakit geçirdiğimize doğrudan bağlı.
Bu neredeyse hayatımızın her alanı için geçerli:
Kimlerle çalıştığımız
Kimlerle seyahate çıktığımız
Kimlerle iş kurduğumuz
Ve hayatımızı kimlerle paylaştığımız
Hedefler elbette önemli.
Ama geriye dönüp baktığımızda hatırladığımız şeyler, ulaştığımız hedefler değil…
Kurduğumuz ilişkiler.
Harvard’ın 85 yıllık mutluluk araştırması bunu 4 kelimeyle özetliyor:
“İlişkilerinin kalitesi hayatını belirler.”
Peki bunu hayatıma nasıl dahil edebilirim?
1 - Çemberimi gözden geçirmek
Biriyle görüştükten sonra kendimi nasıl hissediyorum?
Enerjik mi, yoksa tükenmiş mi?
Cevap burada saklı.
📝 Eylem Planı:
Gün içinde “hayır” demeyi öğrenmek
Enerjiyi doğru yönetmek
Kendi alanımı korumak
Çünkü herkes hayatımın ön sıralarında oturmayı hak etmiyor.
2 - Sosyal Medyayı kaldıraç olarak kullanmak
Fiziksel çevrem yeterince destekleyici değilse, bu çevreyi sanal ortamda oluşturabilirim.
Bugün sosyal çevremi seçme şansım var.
Ve sanal çevre, fiziksel çevre kadar etkili olabilir.
📝 Eylem Planı:
İlham aldığım kişileri favorilere almak
Onların paylaşımlarıyla etkileşime geçmek
Kendime sanal mentörler seçmek
Zor bir durumda kalınca şunu sormak:
“Bu kişi olsa ne yapardı?”
Benim hayatımdaki birçok olumlu değişiklik, bu stratejiyle başladı.
Sanal çevrem zamanla fiziki çevreme dönüştü.
Bugün görüştüğüm pek çok kişi, bir zamanlar sadece takip ettiğim insanlardı.
Özetle:
Hayatımı değiştirmek istiyorsam, önce çevremi değiştirmem gerekiyor.
Belli bir yaşa kadar çevrem zorunluydu.
Ama belli bir yaştan sonra artık seçme hakkım var.
Ve bu seçimi ne kadar bilinçli yaparsam, hayatım o kadar netleşiyor.
Çünkü: Ben en yakın çevrendeki 5 kişinin ortalamasıyım.
“Merak eden herkes için küçük bir durak: Bilim Güneşi seni bekliyor.”