Bir konuyu öğretmenin öğrenmeye nasıl katkısı vardır?
Bilgi sentezi ve karar verme kalitesi
"English on the Go" podcast yayınımın ikinci sezonunun son 3 bölümü Spotify'da:
Yeni Fikirlerin Doğuşu: Anlatırken Öğrenmek
“İlim paylaştıkça artar” sözünün öğrenmeyi öğrenen insanlara bakan yönünü incelemek istiyorum. Bir eğitimci olarak şunu fark ediyorum:
Bildiğim şeyleri tekrar tekrar anlattığımda, her anlatımda yeni fikirler aklıma geliyor.
Bu olguyu bildiğim için yanımda daima kayıt cihazı bulunduruyorum. Derslerde aklıma güzel fikirler geldiğinde ve bunu öğrencilerime aktardığımda kayıt tuşuna basarım. Sonra bu kayıtları ya bir blog yazısı olarak paylaşır, bir içeriğe dönüştürür ya da eğitimime ek olarak eklerim.
Benzer bir deneyimi meslektaşlarımdan ve podcast, YouTube yapan arkadaşlarımdan da duyuyorum. Anlatım esnasında çok ilginç fikirler geliyor ve bunları orada paylaşıyorlar.
Yeni Fikirlerin Karar Süreçlerine Etkisi
Peki bu bize nasıl fayda sağlayacak? Evet, bir şey anlatıyoruz ve yeni fikirler geliyor.
Öğrenmeyi öğrenen bir öğrenci olarak — İngilizce, yazılım veya tasarım öğrenirken — yeni bilgi sentezinin bana ne faydası var?
Yeni bilgiler sentezlenip yeni fikirler aklımıza geldiğinde, yani tabiri caizse ampul yandığında, bunun yan etkisi olarak standart dışı karar verme mekanizmamız da gelişiyor.
Böylece daha verimli kararlar vermeye başlıyoruz.
Hayatımızın çok basit bir formülü var:
olaylar × tepkimiz = hayat
Bugünkü Rüstem, şu ana kadar verdiği tüm kararların bir bütünüdür.
Dolayısıyla olaylara karşı verdiğimiz tepkilerin kalitesi, hayatımızın kalitesini de artıracaktır.
Peki Öğretmeyen Bir Öğrenci Ne Yapmalı?
“İyi de hocam, ben öğretmiyorum. Ben bir öğrenciyim, bir şeyler öğreniyorum.
Bunu hayatıma aktarmak ve kararlarımı daha iyi bir seviyeye çıkarmak istiyorum. Ne yapabilirim?”
Feynman Tekniği
Yazma alışkanlığı
1. Feynman Tekniği
Bu teknik der ki:
Bir şey öğrendiğinizde, hayali bir kişiye o konuyu en basit şekliyle anlatmaya çalışın. Bu yöntem öğrendiğiniz konudaki eksikleri tespit etmenizi sağlar, konuyu uzun süre hatırlamanıza yardımcı olur ve anlatım esnasında yeni nöral bağlantıları oluşturmanıza olanak tanır. Böylece konuyla ilgili yeni fikirlerin aklınıza gelmesini sağlarsınız.
Peki başkalarına bir konuyu anlatmak nasıl daha iyi hatırlamamı sağlar?
Bilgiyi algılama & içselleştirme yöntemleri ve oranlar:
Bir bilgiyi okuduğumuz zaman, %10 aklımızda kalıyor
duyduğumuzda %20
görsel olarak algıladığımız zaman %30
görsel + işitsel %50
deneyimliyorsak %80
başka kişilere öğretiyorsak %90 (NTL Institute, 2000).
2. Yazma Alışkanlığı
Her zaman söylediğim ve yorulmadan senelerce tekrar edeceğim:
“Yazma alışkanlığı kazanın.”
Bildiğimiz veya yeni öğrendiğimiz konuları yazıya döktüğümüzde, başkalarına anlatmakla aynı faydayı elde ederiz. Hatta daha fazlasını, çünkü bu süreçte hem anlatıcı hem de okuyucu-dinleyici oluruz.
Bir öğretmen ve bir içerik üreticisi olarak edindiğim temel ilkelerden biri:
Yeni fikirlerin sentezi kağıtta başlar.
Kağıt ve Kalem: Dijitalden Daha Etkili Bir Başlangıç
Ben teknolojinin içinde olan biri olarak her gün en az üç farklı yapay zeka kullanıyorum.
Yine de benim başlangıç noktam hep kağıt ve kalem. Şu an önümde zihin haritaları çizdiğim bir defterim var. Bu defterde yıl sonuna kadar planladığım içerikler ve eğitimler yer alıyor.
Yetersiz kaldığında daha küçük bir defter kullanıyorum.
Karar verirken tüm fikirleri kağıda döküyor, aralarında bağlantılar kuruyorum.
Daima yanımda farklı amaçlar için 5 defter bulunduruyorum.
Defter Kullanım Örnekleri
Yanımda taşıdığım küçük defter hep cebimdedir.
Aklıma gelen fikirleri genelde buraya yazarım, telefonuma değil.
Felsefe, din, maneviyat ve psikolojiyle ilgili sorularımı burada düşünürüm.
İki ayrı defterim daha var:
Birinde ders özetleri,
Diğerinde sosyal medya içerikleri yer alır.
“Morning page” dediğimiz “beyin kusması“ tekniğini burada uygularım.
Arabamda da her ihtimal için bir defter bulunduruyorum. Bugün de dışarıda yürüyüş yaparken o defteri kullandım.
El Yazısının Derinleştirme Gücü
“Deftere yazdığımızda düşüncelerin katmanları ortaya çıkıyor.”
Yüzeysel düşünmenin ötesine geçmek için el yazısı çok önemli.
El hareketi beynin farklı bölgelerini çalıştırır.
Telefona yazdığımızda yüzeyselde kalıyoruz.
Deftere yazınca derin düşünme modunda kalıyoruz ve bu modu genişletiyoruz.
Kitap Okumak Kadar Yazmak da Önemli
Kitap okumanın öneminden hep bahsedilir. Fakat yazmak da en az onun kadar önemlidir.
Kitap okurken başkalarının fikirlerini takip ederiz — pasif bir konumdayız.
Fakat yazarken:
Kendi fikirlerimizi, öğrendiklerimizi, yaşadıklarımızı sentezler ve özgün sonuçlara ulaşırız.
Yazmanın Uygulama Alanları ve Örnekler
“Kendinize yapabileceğiniz en iyi yatırımlardan biri küçük bir defter ve kalemdir.”
Ne yazabilirsiniz?
Karşılaştığınız problemlerin çözümleri
Bir tartışma sonrası düşünceler
Sakin kafayla tekrar değerlendirmeler
“Yazdığınızda 150 km hızla giden düşüncelerinizi frenliyorsunuz.”
“Fikir akışınızı görmeye başlıyorsunuz. Belki de önyargılarınızla yüzleşiyorsunuz.”
Karar Vermede Yazmanın Rolü
Bugün mesleğimle ilgili önemli bir karar vermem gerekiyordu.
İki yol ayrımındaydım. Bu karar minimum beş, maksimum on yılımı etkileyecekti.
Ayakta düşünürken çözemediğim bu durumu yazmaya başladım.
“Dört sayfa yazdım ve çözümü buldum. 'Aaa, çözüm buradaymış!' dedim.”
Kalem ve Kağıtla Kendi Sesini Duy
Kendi kendimizle kalmak, zihin berraklığına ulaşmak... Bundan daha önemli ne olabilir? Kalem aracılığıyla kendi iç sesimizi duymak, netleştirmek, berraklaştırmak...