23 Eylül itibariyle 2026 sonuna kadar 100 gün kaldı. Bugün 98.
Bu gün için geçen haftadan beri özel bir hazırlık yaptım. 2025’in başında belirlediğim hedeflerimi daha net görebilmek için ofisimde, masamın önüne bir pano astım. Her gün gözümün önünde olsun diye kalan hedeflerimi oraya yazdım.
Hayatımda önemli bir karar aldığımda veya yeni bir projeye başladığımda Osmangazi Köprüsü’ne giderim. Benim için farklı bir ambiyansı ve enerjisi var. Oradan her dönüşümde göğsüme sığmayan bir heyecan taşıyorum.
Köprüyü kendimce San Francisco’daki köprüye benzetmem, yanında Bilişim Vadisi’nin görünmesi bana bir nevi Silikon Vadisi’nin havasını hissettiriyor. Hayalimde büyük işler yapan insanlar canlanıyor, ben de heyecanlanıyorum. Uzun zamandır dua ve niyet yerim orası oldu. 100 güne özel ailecek oraya gittik; orada biraz yalnız kalmam için bana alan açtılar.
%60’lık Başarı ve Sabah Çalışmaları
Sene başında belirlediğim hedeflerimin yaklaşık %60’ını tamamlayabildim. Bunun sebebi, sabah 6-9 arası yaptığım çalışmalar. Yılın başından beri yalnızca 3 gün ara vererek, hafta sonu ve tatil demeden çalışmaya devam ettim. Kolay uyanabildiğim günler bir elin parmağını geçmese de, her çalışmadan sonra “iyi ki kalktım” dedim.
Tabi erken kalkmak tek başına bir şey ifade etmiyor. Önemli olan, ne yapacağını önceden belirlemek. Plansız şekilde masa başında uykulu oturmak faydadan çok zarar verir.
Bu yüzden hedeflerimi sprint mantığıyla bölüyorum. Sprint; iş dünyasında belirli süre içinde tamamlanması gereken işler seti demek. Örneğin bir uygulama geliştirmek istiyorsam:
hafta tasarım,
hafta yazılım,
hafta tanıtım ve sosyal medya içerikleri…
Böyle parçalara ayırarak ilerliyorum. İşlerimin %90’ını sabah 6-9 arası bitiriyorum.
Bunu sürdürebilmek için öğle uykusu benim sigortam. 5’te kalkıp hazırlıklarla saat 6’da masaya oturuyorum. Gece genelde 5-6 saat uyuyorum, uyku yüzdeliğim %60’larda. Öğlen ofisimde 45 dk uyuyarak bunu telafi ediyorum.
“Kendi Hakkını Yemek”
Bir gün uzun sohbetin ardından yakın bir arkadaşım bana şunu sordu:
“Sen kendi hakkını yediğini düşünüyor musun?”
Başta anlayamadım. Sonra ekledi:
“Başkaları için işler yapıyorsun ama kendi önceliklerini hep arka sıraya atıyorsun. Hatta kendini unutuyorsun....”
Kaldım…Ne diyeceğimi bilememiştim. Sonra oturup yazarak düşündüm. O günden beri farkındayım: Planlama, disiplin, yalnız başına düşünmek… Bunlar aslında kendi hakkını yememek için gerekli hatta mecburi şeyler. Kuş bakışı genel değerlendirme yapmak için olmazsa olmaz bir rutin.
Sizin 100 Gününüz
Şimdi size sorum: Yıl sonuna kadar kalan bu 100 günü (bugün 98) nasıl geçireceksiniz? Kendi hakkınız için neler yapabilirsiniz?
Önerim:
Tek başınıza güzel bir parka, sahile, sakin bir mekâna gidin. Düşünün. Yazın. Planlayın. Hedeflerinizi aksiyon setlerine dönüştürün. 100 güçlü bir sayı. Birçok işi tamamlamak için yeterli bir zaman dilimi.
Bu süreçte İngilizce hedefleriniz varsa buradayım. Hedefiniz ne olursa olsun, 100 günlük Challenge’i beraber tamamlayalım.
Ara ara buradan ve Instagram’dan paylaşımlar yapacağım. Verimli bir süreç diliyorum.






Bu son zamanlarda pratikte uygulanması makul ve umut verici en iyi yazıydı. Bir şeyin yapılabilirliğinin umut, şevk ve heyecanla ile doğrusal bir orantısı olduğu kanaatindeyim.
İyi bir hatırlatma oldu. Teşekkürler tüm önerileriniz için 🙏